Haber

Randevu bekleyen öğretmenler hayallerini geri istiyor

Emirhan Durmaz

İZMİR – Öğretmen atamaları Türkiye’nin problemler çığının ortasında. Eğitim-Sen 2022 bilgilerine göre atama bekleyen yaklaşık 600 bin öğretmen adayı var. Adayların bir kısmı uygun fiyata öğretmenlik yaparak açlık sınırının altında bir gelirle geçimini sağlamaya çalışırken, bir kısmı da kendi alanı dışında bir iş kolunda çalışmak zorunda kalıyor.

Randevu bekleyen Çetin Bulut ve Büşra Yılmaz ile yaşam koşullarını ve taleplerini konuşmak için bir merkeze geldik.

‘AÇLIK SINIRININ ALTINDA GARANTİ İLE BEKLİYORUM’

Edebiyat öğretmenliği bölümünden 2021 yılında mezun olduğunu belirten 24 yaşındaki Çetin Bulut, “İki kez KPSS’ye girdim. Birinciden 78, ikinciden 79 puan aldım. Bir şekilde geçimimi sağlamak zorunda olduğum için bir bakkal zincirinde çalışmaya başladım. Ben bu şartlar altında sınava girdim. Şimdilerde bir pilavcıda garson olarak çalışıyorum ve açlık sınırının altında bir fiyat alıyorum. Sınava hazırlanmayı bıraktım. Sınava girdiğim ilk yıl 300 kişi atanmıştı, ikinci yıl bu sayı 550 civarına ulaştı. Bu dönem seçim arifesi olduğu için 1843 kişi atama yaptılar. Ancak hak etmeyenlerin devlete yakınlıklarından dolayı mutlaka mülakatlarla yere indiklerini görünce ümidimi kestim ve bu yıl sınava girmedim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmeyi iptal etme sözünün gerçekçi olmadığını belirten Çetin Bulut, “Bence bu tıpkı doğalgaz meselesi gibi bir seçim takdimidir. Şimdiye kadarki görüşmeler formaliteydi. 20 yılı aşkın süredir iktidarda oldukları halde neden kaldırmadılar? Atılabilecek bir adım olarak görmüyorum” dedi.

‘ÜCRETLİ SİSTEM İLE UCUZ İŞ GÜCÜ OLUŞTURULUYOR’

45 bin atamanın ardından bir o kadar ücretle öğretmenlerin işe alındığını hatırlatan Bulut, “Öğretmenler 100 bin atama beklediklerini belirttiler. 45 bin atama sonrası 45 bin ücretli öğretmen alımı yapıldı. Bu sayı 90 bin. Madem bir boşluk vardı ve bu boşluk öğretmenlerin talepleri doğrultusundaydı, neden kadrolu atamalar yapmadılar? Hükümet açıkça ucuz emek yaratıyor. Ayrıca bu sistem eğitimin kalitesini düşürüyor’ dedi. Son olarak Çetin Bulut taleplerini dile getirerek, ‘Öğretmenlikte ucuz işçilikten kaçınalım, atamalarımızı yaparak insan yetiştirme hayallerimizi ve ideallerimizi geri verelim’ dedi.

‘AYNI YÜKÜ TAŞIYARAK BİLE DAHA AZ KAZANIYORUZ’

Türkçe öğretmenliği bölümünden 2018 yılında mezun olduğunu belirten 29 yaşındaki Büşra Yılmaz, mezun olduğundan beri tüm KPSS sınavlarına girdiğini belirtiyor. Bugüne kadarki en yüksek puan olan 78’i kendisinin aldığını söyleyen Yılmaz, yaşam koşullarına ilişkin şunları aktarıyor: “Atama bekleyen bir öğretmen olarak şu anda ücretli öğretmenlik yapıyorum. Elbette atanmayı ve emeklerimin karşılığını almayı çok isterim ama atanamadığım için birebir ders yüküm olmasına ve birebir ders çalışmama rağmen maaşım kıyaslanamayacak kadar düşük. bir takım öğretmeni ile çaba. Maaşım geldikçe uçup gidiyor tabiri caizse. Üstelik ekiple hoca gelince işimize son veriliyor. Ne yazık ki her an işsiz kalma korkusuyla birlikte ücretli öğretim her zaman mümkün olmuyor.”

‘ÜCRETLİ SİSTEM EĞİTİM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR’

Herhangi bir lisans mezununun ücretli öğretmenlik ile rastgele bir derse girebileceğini belirten Yılmaz, “Eğitim bilimleri alanında pedagojik formasyon ile mezun oluyoruz. Ancak ücretli öğretmenlik sisteminde örneğin bir ziraat mühendisi bile kursa katılabilmektedir. Açıkçası bunu çok sağlıklı bulmuyorum, bu eğitimin kalitesini olumsuz etkileyen bir faktör.”

Artık öğrenciyken kendi payına düşen alımların iyi seviyelerde olduğunu belirten Yılmaz, “Maalesef bu sayı giderek azalmaya başladı. Bu yıl sanırım seçim yılı olduğu için iyi bir kontenjan verildi. Ama tabii ki yeterli değildi. Son olarak atama bekleyen bir öğretmen olarak tek bir şubeye veya birkaç şubeye değil tüm branşlara adil bir şekilde dağıtılan yüksek bir kontenjan talep ettiğimi belirtmek isterim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu